ARTIK ESKİ ÇOCUKLAR YOK!
Hoş Geldin Z Kuşağı
Mustafa Koç
Boş yere beklemeyin, artık eski çocuklar yok! Çünkü onlar gitti, yenileri geldi...
Yeni kuşaklardaki büyük değişime tanıklık etme şansı bulan bir eğitimciyim. Öğretmen olduğum ilk günden beri çocuklarla “büyümenin”, onlarla yol almanın ne kadar keyifli bir uğraş olduğuna olan inancım bugüne kadar hiç değişmedi.
Her düzeydeki okullarda öğretmenlik yapmış bir eğitimci olarak bugüne sadece onlara bir şeyler öğreterek gelmedim. Bu yol yolcukta onlardan da çok şey öğrenerek yol aldım.
X Kuşağı, Y kuşağı derken işte şimdi karşımızda Z Kuşağı var... Üç kuşakla çalışma fırsatı bulmuş bir öğretmen olarak bugün şunu söyleyebilirim: Ama artık eski çocuklar yok, eski öğrenciler de...
Öğretmeni iyi dinleyen, soru soran, daha kolay öğrenen, daha kolay itaat eden çocuklar gerilerde kaldı. Ne verirseniz alan 80'lerin, 90'ların çocukları yok artık. İnanın, bugünkü çocuklar çok farklı... Ne var ki bunları da; "Canım, işte telefon, tablet kuşağı” diyerek de asla küçümsemeyin. Tamam, eskilere benzemiyorlar ama yeni kuşağın da kendilerine özgü çok üstün yanları var:
Bir kere bizden ve önceki kuşaklardan farklılar ve kimseler darılmasın, bizlerden çok ilerdeler. Bağımsızlığı seviyorlar, özgüvenleri yüksek. Azıcık doyumsuzlukları var sanki; birazcık bencil, biraz da aceleciler. Sabırlı değiller bizim kadar. Fazla düşünmeden bir an önce sonuç almak isterler. Bunları yönetmek o kadar kolay olmayacak, bizler gibi sus deyince kolay kolay da susmayacaklar.
Sadece şunu çok iyi anladım: Onları eski yöntemlerle, eski alışkanlıklarımızla eğitmek mümkün değil. "Artık yeni şeyler söylemek lazım" diyen Mevlana gibi bizler de yöntemlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.
Çağdaş eğitim dünyası buna "öğrenci merkezli eğitim" diyor. “Öğretmen merkezli” eğitimi bir yana bırakarak bunu başarabilirsek inanın bu günün çocukları, bizden daha kolay öğrenecekler ve daha hızlı gelişecekler.
Ey ana babalar,
Ey eğitimciler,
Ey öğretmenler!
“Öğretmen merkezli” klasik eğitim devrinin bittiğini görüyorsunuz değil mi? Seçenekleri verilmiş sorularla test çözdürerek sınavlara hazırlamanın, çocukları geleceğe hazırlamak olmadığını da görüyor musunuz? Eğer bu değişimi göremezsek hayatın gerçekleri bize bunu öğretecektir. Elbette biz yolu göstereceğiz, onlar yürüyecek; biz köprüyü kuracağız, onlar geçecek; biz kapıyı açacağız, onlar girecek; sonuç olarak biz oltayı vereceğiz ellerine balığı kendileri tutacak.
Öğretmen hala çok önemli ve değerli, bu önem hiçbir zaman da azalmayacak; ancak o artık, sınıfta sadece iyi bir yol gösterici olabilir. Hala; öğretmen anlatacak, çocuklar uslu uslu oturup dinleyecek diye düşünenler varsa bir daha düşünsün. Bugünün çocukları için “her şeyi bilen öğretmen” olmak çok zor. Çünkü her şeyi bilen öğretmen olmaz, zaten artık her şeyi bilen “Google” var ve bunu çocuklar da biliyor. Öyleyse bizler artık yeni yollar denemeli ve yeni şeyler söylemeliyiz. Artık şuna inanmalıyız ki en iyi öğretmen; genel kavramlar dışında, çocukların Google'da bulamayacağı şeyleri söyleyebilendir. Bunun için çocukların beyinlerini ezber bilgilerle doldurmak yerine; onlara hayat yolunda işlerine yarayacak çeşitli beceriler öğretmek zorundayız.
Demem o ki Z kuşağı çocuklarının öğretmeni olmak için bizler de değişmek ve gelişmek zorundayız. Yani bizler de öğrenmek zorundayız. Zaten öğrenme serüveninde herkesin öğreneceği çok şey var; çocuklardan da öğreneceğiz, çocuklarla da...
Yeni gelen “tablet” kuşağını, “telefon”, “facebook” ve “internet” kuşağını biraz yakından tanıyınca artık böyle düşünüyorum. Onlarla birlikte çalışabilmek ve kendinizi anlatabilmek için şimdi öncelikle onların dilini anlamaya daha çok ihtiyacımız var...
Ne yazık ki çocuklar için daha güzel bir dünya kuramadık. Ancak onlara kavgasız gürültüsüz bir dünyada yaşama fırsatı verirsek inanıyorum ki kendileri için daha iyi bir dünyayı kendileri kuracaktır. Belki böylece bizim günahlarımızı da affederler.../
Mustafa Koç