Mustafa KOÇ Yazarın Tüm Yazıları
ÖZGEÇMÄ°Åž Antalya Manavgat Ahmetler doÄŸumluyum. Ä°lkokulu orada okudum. Aksu Ä°lköÄŸretmen Okulunu bitirdikten sonra 4 yıl ilkokul öÄŸretmenliÄŸi ve okul yöneticiliÄŸi yaptım. Daha sonra girdiÄŸim sınavları kazanarak Ankara Gazi EÄŸitim Enstitüsü EÄŸitim (Pedagoji) bö...
YA CUMHURÄ°YET OLMASAYDI?
(Bu yazı, 29 Ekim 2011 Tarihli POSTA Gazetesinde yayımlanmıştır.)
Cumhuriyetle birlikte hayatımızda ne gibi değişiklikler olduğunu ve sahip olduklarımızın değerini biliyor muyuz?
Aslında biz insanlar da tıpkı balıklar gibiyiz; onlar da içinde yaÅŸadıkları suyun ne kadar farkındadır bilemeyiz. Ama suyun içinden çıkan balık için “Sudan çıkmış balığa dönmek” deyimini hepimiz biliriz. Ä°ÅŸte tıpkı bunun gibi; acaba bizler de sahip olduÄŸumuz deÄŸerleri kaybetmeden önce, onlardan mahrum yaÅŸamanın yaratacağı eksikliÄŸi algılayabiliyor muyuz?.
Gelin bir zihinsel senaryo kuralım: Acaba cumhuriyet ilan edilmeseydi neler olurdu, nelerle karşılaşırdık? 29 Ekim 1923’te gerçekleÅŸen cumhuriyet düÅŸüncesi bakalım toplum hayatımızı nasıl etkilemiÅŸ? Böylece belki sahip olduklarımızın deÄŸerini daha iyi anlayabiliriz.
“Kul” olmak mı “YurttaÅŸ” olmak mı?
Bir kere, cumhuriyet olmasaydı kralların, sultanların, padiÅŸahların kullarıydık. Sonradan ”vatandaÅŸ”, “yurttaÅŸ” olduk; ama cumhuriyet olmasaydı, ÅŸimdi yırtınırcasına bağırdığımız “insan haklarımızın” farkında bile olamazdık. Çünkü hak ve hukuk dediklerimiz, “efendilerimiz”in çok kıymetli iki dudağı arasındaydı.
Oysa çoÄŸu zaman hoÅŸlarına gitmese de bugün yönetenleri yerden yere vurma hakkımızı kullanabiliyoruz. “Garibanlar”, bazen saltanatlarının tadını bile çıkaramıyorlar. Eskiden öyle miydi? Burnu biraz uzun olan Sultan Abdülhamit “burun” demeyi bile yasaklamış. O günlerde söylenemeyen “hürriyet, istiklal, devrim” gibi kelimelere ÅŸimdi dönüp bakan yok. Her ne kadar daima eksiklikleri hissedilse de çok ÅŸükür hiç deÄŸilse “hak, hukuk, adalet, eÅŸitlik” diye bağırabiliyorsunuz. Böyle bağırıp çağırmalar fazla karın doyurmasa bile bu hakkın varlığının ne demek olduÄŸunu herkes az çok bilir. Cumhuriyet saÄŸ olsun!
“Kanun Kim?”
Atalarımıza fazla haksızlık etmeyelim; o dönemde sosyal hayat bu kadar karmaşık deÄŸil ve dünya düzeni bu kadar aleni deÄŸildi. Osmanlı, bir dünya deviydi ama “Tebaası” da “isyankar” deÄŸil, “itaatkar”dı. Ayrıca bugün bile haklarında onca gürültüler koparılan “yasama, yürütme ve yargı”, neredeyse “kanun benim” anlayışıyla bir kiÅŸinin dilinin ucundaydı. Meclis vardı ama kadınlar meclise giremezdi; seçim vardı ama herkesin seçme ve seçilme hakkı yoktu.
Seçimler önemlidir ancak tam bir cumhuriyet olabilmek için sadece seçim yapılması de yeterli deÄŸil. Seçilenler demokrat olamazlarsa diktatör olurlar. Adında "cumhuriyet olan bir devlet yönetiminin başında diktatörler olduÄŸu zaman da haklar ve özgürlükler tehlikede olabiliyor.
Cumhuriyetten önce “demokrasi”nin adı bile söylenmezdi. Zaten demokrasiyle taçlanmamış olan bir yönetime cumhuriyet demek zordur. O zaman haklar ve özgürlükler de yoktur. YurttaÅŸlarına haklar ve özgürlükler vermeyen bir yönetim biçimi zaten cümhuriyet olamaz ki...
Ä°slam ülkeleri arasında bir tek demokrasi yıldızı gibi gösterilen Türkiye, Müslüman dünyasının gurur duyması için yeterli sayılmaz. Ancak Arapların içinden de bir Atatürk çıkmamış. Belli ki ÅŸimdi bunun acısını çekiyorlar. Demokrasi ve cumhuriyet, toplumları diktatörlerden koruyabilir. Araplar ise kendi diktatörlerinden yeni yeni kurtulmaya çalışıyor. Bir de "laiklik" deyip geçmmmemeli. Belkide bizim gibi toplumlarda cumhuriyeti yaÅŸatan en saÄŸlam kolon laikliktir. Bunun kıymetinin pek de anlaşılmadığı görülüyor. Oysa laiklik asıl inananların inançlarını güvenceye almaktadır. EÄŸer Ä°slam toplumlarının laiÅŸk devletleri olsaydı belki de bu kadar diktatör yetiÅŸmezdi.
Cumhuriyet olmasaydı padiÅŸahımız efendimiz, Peygamberin yeryüzündeki vekili olacaktı. Gerçi cumhuriyet döneminde de bir türlü başımızdan atamadığımız “padiÅŸahlarımız” oldu; ama hiç deÄŸilse “Allah’la aramıza girme teÅŸebbüslerinde fazla baÅŸarılı olamadılar. Çünkü Kuran’da “Biz size ÅŸah damarınızdan daha yakınız” dendiÄŸini herkes öÄŸrendi. Aracıya gerek yok ki…
“Terbiye” ediliyorduk; ÅŸimdi “EÄŸitiliyoruz!”
Cumhuriyetten önce eÄŸitim çok yaygın deÄŸildi ve bugünkü okullar yoktu. Mektep ve medreselerde ağırlıklı olarak dini bilgiler okutulur, pozitif bilimlere yeteri kadar önem verilmezdi. EÄŸer cumhuriyet olmasaydı, bu cıvıl cıvıl okullar açılmayacak, bilimde ve sanatta bugünkü düzeye gelemeyecektik.
Pozitif bilimler okutulmadan tıpta, saÄŸlıkta, sanayide ve teknikte ne kadar geliÅŸebilirsiniz… Belki de “muhteÅŸem” atalarımızın pozitif bilimlere önem vermeyiÅŸi, kendi ihtiÅŸamlarının da sonunu getirmiÅŸ. Çok güçlü ve Avrupa’dan çok ileride bir imparatorluk, bilimsel eÄŸitime yabancı kaldığı için geliÅŸmelere uzak kalıp deÄŸiÅŸime ayak uyduramamış ve iyi kötü bütün mirasını bize bırakıp gitmiÅŸ.
Kadınlar Cumhuriyete Dua Etmeli!
Cumhuriyet "eÅŸitlik" düÅŸüncesinden çıktığı için hemen söylemeliyiz ki cumhuriyet biraz da kadın hakları demektir. Cumhuriyet olmasaydı kadınlar bugünkü kadar toplumsal yaÅŸama katılamayacak, sosyalleÅŸemeyecek, seçme ve seçilme hakları olmayacaktı. Türk kadınları, cumhuriyetlin getirdiÄŸi evlenme ve miras hukukuyla nelere sahip olduklarını tam olarak biliyorlar mı? Cumhuriyetin kazandırdıklarına bakarak kadınların yatıp kalkıp cumhuriyete ve Atatürk’e dua etmeleri gerekiyor. EÄŸer cumhuriyete sahip çıkma refleksimiz kaybolmazsa bu kazanımları buradan daha geriye götürmek artık o kadar kolay olmayabilir.
Haklar ve Özgürlükler
Cumhuriyet olmasaydı, demokrasi zaten olmazdı. O zaman da kadınların, çocukların, çalışanların kısaca herkesin sahip olduÄŸu haklar, hala birçok eksiklerimiz olduÄŸu halde bu kadar geliÅŸmeyecekti. Ayrıca halk egemenliÄŸinden haberimiz olmayacaktı. Çünkü halkın egemenliÄŸi yoksa temel hak ve özgürlüklerin yerini, keyfi yönetim, baskı ve korku alır.
Cumhuriyet olmasaydı çoÄŸumuz belki “sendika, sigorta, grev, toplu sözleÅŸme, emeklilik, iÅŸ güvenliÄŸi, eÄŸitim, barınma, çalışma ve haberleÅŸme hakkı” gibi kavramların adını bile bilmeyecekti.
ÇoÄŸu insan cumhuriyetin özellikle dil ve kültür hayatımıza getirdiÄŸi deÄŸiÅŸimlerin belki farkında bile deÄŸildir. Cumhuriyet olmasaydı kesinlikle bugünkü Türkçeyi konuÅŸamayacak, öÄŸrenmesi çok zor olan ve Türkçenin ses yapısına uymayan Arap alfabesiyle okuyup yazacaktık. Cumhuriyete karşı olanların "bir gecede cahil kaldık" demelerine aldırmayın. Onları da cahillikten cumhuriyet kurtarmıştır.
Bir toplumda alfabe deÄŸiÅŸikliÄŸi elbette kolay bir iÅŸ deÄŸildir. Ancak okuryazar sayısının yüzde on bile olmadığı bir kırsal toplumda kültür ve eÄŸitim hayatının hızla yükseltilmesi için Türk diline uygun bir alfabeyle iÅŸe baÅŸlanması gerekiyordu.
Bazen yakın geçmiÅŸimizle ilgili kaynakları anlamakta zorlansak da yüzde yüz bize ait olan bir dili cumhuriyetin ortaya çıkardığını ve geliÅŸtirdiÄŸini de unutmamak gerekiyor. Cumhuriyet, sarayın kullandığı Osmanlıca dili yerine; halkın kullandığı Türkçeyi seçmiÅŸ; bu nedenle dil devrimi toplumu olumlu yönde etkilemiÅŸ ve okur yazar oranıyla birlikte bilimsel ilerleme hızla yükselmeye baÅŸlamıştır..
EÄŸitim ve kültür hayatımızın bugünkü düzeye gelmesinde cumhuriyetin çok büyük payı vardır. Cumhuriyet olmasaydı biz de kendi coÄŸrafyamızdaki diÄŸerleri gibi hala 1920'leri yaşıyor olabilirdik. Neredeyse bir yüzyıl kaybetmemek az ÅŸey midir?
Cumhuriyet ve Bağımsız Bir Devlet
Koskoca imparatorluk dağılınca adeta onun küllerinden yaratılan bağımsız bir devlet fikri cumhuriyetle birlikte gerçekleÅŸti. KurtuluÅŸ Savaşı da zaten sonunda kurulacak bir devlet için, cumhuriyet için yapılmadı mı? Sonuçları çok ağır da olsa bağımsız bir devlet kurmak için zaten ulusça çok büyük bedeller ödenmedi mi? Ödendi; ama helal olsun!
Tehditlere, tehlikelere ve zorluklara raÄŸmen cumhuriyetimiz bugün çok daha iyi bir yerde olabilirdi. Ama elimizdekileri kaybetmemek için cumhuriyet bilincimizi yükseltmek de gerekiyor. Çocuklarımıza cumhuriyetin deÄŸerlerini tam olarak öÄŸretebilirsek onu geliÅŸtirmek, korumak ve yaÅŸatmak asla zor olmayacaktır.
Bütün bu nedenlerle batmış bir imparatoluktan, bizi medeni milletler ailesinin arasına katan çaÄŸpdaÅŸ bir cumhuriyet kuran o kahraman kuÅŸaÄŸa ve cumhuriyet fikrini çok önceden kafasına yerleÅŸtirip aydınlık Türkiye'nin yolunu açan Mustafa Kemal Atatürk'e minnet borcumuz var. Bu borcu da ancak cumhuriyete sahip çıkarak ödeyebiliriz.
Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!
(Posta Gazetesi / 29 Ekim 2011)