Söz Uçar Yazı Kalır - 3
NASIL YAZALIM?
Mustafa KOÇ
Bilgisayarlar ve klavye, yazma alışkanlıklarımızı değiştirdi. Neredeyse artık kalem ve kâğıda veda edeceğiz. Teknolojinin verdiği olanaklarla daha kolay ve daha hızlı yazabiliyoruz. Bilgisayar ve internet, yazılanların paylaşılmasını ve yayılmasını daha da kolaylaştırdı. İnternet bir bakıma insanların içindeki yazma aşkını da alevlendirdi diyebiliriz.
Bilim adamları, okuma kadar yazmanın da insanı geliştirdiğini söylüyorlar. Bu nedenle içinizde en küçük bir yazma isteği varsa bunu sakın bastırmayın ve yazın. Hatta çocuklarınızın zihin kapasitelerinin, muhakeme ve düşünme yeteneklerinin gelişmesi için onları da yazmaya teşvik edin.
Yazı hem bir iletişim hem de bir öğrenme aracıdır. Okurken yeni şeyler öğrendiğimiz gibi yazarken de öğreniriz. Hepimiz, hayatımızın her döneminde mutlaka bir şeyler öğrenmeye ihtiyaç duyarız. Zaten öğrenme dediğimiz şey, ömür boyu sürer gider. Bu yaşa geldim, ben de kendimi hala öğreneceği çok şey olan bir öğrenci gibi görüyorum. Öğrenmekten korkmayın. Öğrenme, hayat kalitemizi artırır; görüntümüzü, konuşmamızı, başkaları üzerindeki izlenimlerimizi etkileyecek değerler katar bize. O nedenle yazamayı da öğrenmeli insan.
Evet, “Yazalım” diyoruz ve yazmayı özendiriyoruz. “İyi ama ne yazalım?” derseniz gönlünüze kalmış; ne isterseniz onu yazın. Tam bir özgürlük alanı işte… Geriye ne kalıyor? “Nasıl yazalım?” konusu... İşte bu yazıda özellikle bilgisayarda yazarken teknik olarak nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerinde durulacak.
Bu yazıda sizlere “Nasıl yazalım?” sorusuna yardımcı olacak bazı temel kuralları kısaca anlatmak istiyorum. Çünkü yazdıklarımızın okunması, ilgi çekmesi ve kolay anlaşılması için birkaç tane yazma kuralına dikkat etmek yeterli olacak. Bunların çoğunu zaten biliyorsunuz; ama hatırlatmak ve pekiştirmek için bazılarını bir kere daha tekrar etmekte yarar gördüm.
Yazmaya karar verdiğinizde, yazdıklarınızın daha kolay ve daha zevkle okunabilmesi önemli. Elbette yazmanın da bazı kurallları var. Yazarken bunlara dikkat etmek zamanla hatasız yazılar yazamaya ulaştırır insanı. Daha okunaklı yazabilmenin o kadar zor olmadığını söylemek isytiyorum. Bu nedenle yazacak bir şeyleri olan herkesi yazmaya davet ediyorum.
Bu çağrım sadece öğrencilere değil; onlar zaten hayatlarını okuyarak ve yazarak sürdürüyorlar. Ama daha çok yazmanın, kendi cümlelerimizle, kendi sözcüklerimizle bir şeyler yaratmanın ayrı bir keyfi de vardır. Bir yetişkin olarak çekinmeden siz de yazın ve içinizdeki yazarı açığa çıkarın.
Ne yazdığımız kadar, nasıl yazdığımızın da önemli olduğunu söylemiştim. İçeriğinde çok önemli ve çok güzel şeyler söylesek bile görünüşte bazı temel yazma kurallarına uymayan yazılar, okuyucuyu olumsuz etkileyebilir. Demem o ki içerik kadar biçim de önemli oluyor.
Elbette hatalar yapacağız; ama zamanla daha iyisini yazabilmek için bunlar cesaretimizi kırmamalı. Şimdi artık “Nasıl yazalım?” sorusuna cevap arayabiliriz.
Klavye ile yazarken nelere dikkat etmeliyiz?
- En temel konu noktalama işaretleri. Her cümlenin büyük harfle başlamasını ve cümlenin sonuna daima nokta konmasını söylemeye bile gerek yok. İnsan ve yer adları gibi özel isimleri de büyük harfle başlatırsanız okuyana yardım etmiş olursunuz.
- Nokta, virgül, soru işareti gibi işaretleri cümlenin hemen sonuna boşluk bırakmadan koyalım. Örnek: “Güzel şeyler yazmayı öğreniyorum .” yanlış; çünkü noktadan önce boşluk bırakılmış. Doğrusu: “Güzel yazmayı öğreniyorum.” Yani noktadan önce boşluk olmaz; boşluk noktalama işaretinden sonra verilir. Bu kural bütün moktalama işaretleri için geçerlidir.
- Yazıda her sözcükten sonra ve her noktalama işaretinden sonra mutlaka boşluk çubuğuna basarak bir karakter boşluk bırakmalıyız. Örnek:
“Eve ekmek,gazate aldım.Cebimdeki para bitti.” yanlış.
Çünkü noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılmamış. Bilgisayar, ayrılmayan “ekmek,gazete” ve “aldım.Cebimdeki” gibi sözcük gruplarını bir tek sözcük olarak algılar. Virgülden ve noktadan sonra bir karakter boşluk bırakılacak. Doğrusu şöyle: “Eve ekmek, gazete aldım. Cebimdeki para bitti.”
- Telefondaki Messenger, Whatsapp gibi yazışma uygulamalarıyla ortaya çıkan yazma kültürü dilimizi tehdit ediyor. “Selam” yerine “slm”, “merhaba” yerine “mrb” gibi sesli harfleri yazmayarak anlaşmanın yaygınlaşması ilerde dil için nelere sebep olabilir bilemiyorum. Sosyal medyada hızlı ve pratik yazışmak, cep mesajlarında da az karakter kullanmak için hoş görülse bile mektuplarda ve diğer yazılarda buna yer vermemek daha doğru.
- Yazıda vurgulanması gereken sözcükler varsa onları ya “tırnak” içine alalım ya da koyu (bold) (yani kalın) olarak yazalım.
- Paragraflar yazıdaki anlam karmaşasını önler. Konuyu değiştirirken klavyede “enter” tuşuna basarak satır başı yaparız. Böylece alt satırda yeni bir paragraf başlatmış oluruz.
- Kısa cümleler daha kolay anlaşılır. Bazı uzun cümleler, anlamayı zorlaştırır ve cümlede anlam bozukluğuna neden olur. Uzun cümle kullanmak gerekiyorsa cümle düzenine dikkat edelim.
- Yazıda noktalama işaretlerini gereksiz yere kullanmayalım. Gereksiz virgüller, yan yana konan soru işaretleri ve ünlemler, sayısız noktalar, tırnak ve parantezler, hele hele boşluk çubuğuna çok basarak gereksiz boşluk bırakmalar, yazının görüntüsünü bozar. Sözcükler arasında ve noktalama işaretlerinden sonraki sadece tek boşluk dışında yazıda boşluklara yer vermeyelim. Örnek: “Sınavdan çıkınca annemin yüzündeki ifade beni etkiler!!!!!!!………” yerine “Sınavdan çıkınca annemin yüzündeki ifade beni etkiler.” yazmalıyız.
- Soru soran cümlelerin sonuna soru işareti koyalım. Ayrıca soru sorarken kullanılan “mi” takısını da sözcükten ayrı yazalım. “Bu yazıyı beğendin mi? Sana ne yazmamı istersin? Kimi gördün?”
- Konuşma cümlelerini anlatım cümlelerinden ayırmak için ya konuşma çizgisi ( - ) ya da tırnak “ “ işareti kullanalım. Böylece, nerede konuşulduğu, nerede soru sorulduğu, nerede cevap verildiği belli olur; yazımız rahatça okunur ve kolay anlaşılır.
- Yazdıklarınızı BÜYÜK HARFLERLE yazmayın. Büyük harflerle yazmak, okumayı zorlaştırır. Ayrıca bir yerde, bunun saygısızlık ve kabalık olarak kabul edildiğini de okumuştum. Cümle içinde özellikle vurgulamak istediğiniz sözcüklerde koyu harfleri veya tırnak işaretini kullanın. Büyük harfleri, yalnız cümle başında, özel isimlerin ilk harfinde, konu başlıklarında ve kısaltmalarda kullanın.
- Yazılarda en çok karşılaşılan yazma yanlışı “de”, “ki” sözcüklerinin benzer eklerle karıştırılmasıdır. Bu yanlışlık daha çok ayrı yazılanlarda görülüyor. Örnek: Sende gel.” değil; “Sen de gel.” olacak. “Baktımki uyuyor.” değil, “Baktım ki uyuyor.” olacak. Çünkü bunlar ayrı bir sözcüktür. “Seninki, ondaki; bahçede, okulda” zaten bitişik yazılacak; çünkü burada "de" ve "ki" ek olarak kullanılmıştır. (*)
- Son olarak, bilgisayarınızda Türkçe klavye sorunu yoksa “ı” yerine “i”; “ğ” yerine “g”; “ş” yerine “s”; “ü” yerine“u”; “ö” yerine de “o” harfi yazmayalım. Bu beş harf İngilizcede olmadığı için daima sorun oluyor ve Türkçe karakterler yerine onların İngilizce benzerlerini yazmak zorunda kalıyoruz. Çünkü belli ki teknolojiyi üretenler dünyaya İngilizce’yi ve İngilizce harfleri egemen kılmayı düşünüyor. Bilgisayarları biz bulsaydık, belki bu beş Türk harflerini herkes tanıyacaktı. Teknoloji geliştikçe buna benzer sorunlara yine de bir çözüm bulunacaktır. Bazıları, Türkçe karakterlerle yazabildikleri halde yine böyle yazmayı tercih ediyor; etmemeli… (**)
Bilinmesi gereken başka kurallar da var tabi ama bu kadarıyla bile daha düzgün yazılar yazılabilir.
Bu yazıyı sonuna kadar okuyan herkese teşekkür ediyorum. Bu, dil sevgisini ve başkalarına duyulan saygıyı da gösterir. Daha güzel bir Türkçeyle yazabilmek öğrenci olarak da yurttaş olarak da hepimizin görevi. Dilimizi doğru kullanırsak Türkçemize de sahip çıkmış oluruz.
Unutmayalım ki bizleri bir arada tutan en önemli çimento, konuştuğumuz ortak dildir. Onu, okurken de yazarken de doğru kullanmalı ve dilimizi önemsemeli ve sevmeliyiz. Çünkü Türkçeyi sevenler, Türkiye’yi de sever…
Duygularınızı, düşüncelerinizi ve anılarınızı yazın. Bilin ki yazma becerisi, yazdıkça ve yazmayı sevdikçe gelişir.
Herkese bitmez bir yazma sevgisi diliyorum.
NOTLAR:
(*) Ek olanlar bitişik; sözcük olarak kullanılanlar ayrı yazılacak. Bu yanlışlığı yapmamak için şöyle pratik bir çözümden yararlanabilirsiniz:
Eğer ayrı yazılması gereken “de” ya da “ki”, cümleden çıkarılırsa cümle bozulmaz. Ama bitişik yazılması gereken “de” ya da “ki” eki, sözcükten çıkarılırsa cümlenin anlamı bozulur. Çünkü ekler, sözcüğün bir parçası olarak kullanılmıştır; ekler sözcüğün cümlede anlam kazanmasını sağlar. Bu nedenle cümlenin tamamlayıcısıdır; ekler çıkarıldığında cümlenin anlamı bozulur.
Bu şekilde siz de test edebilirsiniz.
(**) Size “ı” yerine “i”; “ğ” yerine “g”; “ş” yerine “s”; “ü” yerine “u”;“ö” yerine de “o” harfi yazılmış bir yazı gelirse bunu Türkçeleştirmeye yarayan bir site var. Bu site yardımıyla internet ortamında bozuk çıkan birçok Türkçe karakter sorununu çözebilirsiniz:
http://www.turkcekarakter.com/
Bu siteye girerek bozuk yazıları tamamen Türkçe karakterlere çevirebilirsiniz. Bozuk metin çok uzun değilse metnin tamamını; uzunsa parça parça sitedeki metin kutusuna kopyala yapıştır yöntemiyle ekleyin ve düzeltmeyi gerçekleştirin./
***