Söz Uçar Yazı Kalır - 2
NÄ°ÇÄ°N YAZARIZ?
Mustafa Koç
Yazma, haberleÅŸeme ve iletiÅŸim ihtiyacı ilk insandan beri var. Ä°nsan, sosyal bir varlık olduÄŸu için toplu yaÅŸamaya ve iletiÅŸime gereksinim duyar. KonuÅŸma da dilinin ortaya çıkması da zaten bu ihtiyaçtan doÄŸmuÅŸ olmalı. Ä°lk çaÄŸlarda her türlü iÅŸaretle, dumanla baÅŸlayan iletiÅŸim ve haberleÅŸme ihtiyacı, çok zor yollardan geçerek dilleri ve yazıyı yarattı. MaÄŸara duvarlarına kazınmış resimlerden, kil tabletlerden bugüne geldik.
Ama bir ÅŸey var; insanoÄŸlu konuÅŸmayı, haberleÅŸmeyi sevdiÄŸi kadar yazıyı da sevdi. Yazı bulunduktan sonra insanlığın kaderi deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı. Yazı yardımıyla bilgiler; toplanıp saklanabilen ve ileriye aktarılabilen bir meta haline geldi. Bu durumu en iyi örnekleyen deyiÅŸ de ÅŸu: ”Söz uçar, ama yazı kalır.”
Zamanla yazma alışkanlığı çok geliÅŸti. Kalem ve kağıt, düÅŸünen her insanın en yakın dostu oldu. Kalıcı olmak ve yarınlarda yaÅŸamak için herkes bir ÅŸeyler yazmayı seviyor.
Eskiden duygu ve düÅŸüncelerini bir kağıda dökebilenler için “eli kalem tutanlar” deyimi kullanılırdı. Åžimdi ise “tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” misali, artık eli kalem tutan yok; eli klavye tutanlar var. Duygularımızı ve düÅŸündüklerimizi artık kalem yerine telefon, tablet ve bilgisayar klavyesinin tuÅŸlarıyla yazıya döküyoruz. Anlaşılıyor ki okuryazarlığın da adı deÄŸiÅŸecek, artık “Bilgisayar okuryazarlığı” aranacak. Çok yakın bir zamanda, sadece bilgisayar kullanmayı bilmeyenlere “cahil” denecek.
Belki bir gün, zaman gelecek okul sıralarında bile kalem yerine bilgisayarlar kullanılacak. Çok uzak deÄŸil, her çocuÄŸun elindeki küçücük bilgisayarlar, tabletler öÄŸrencilerin omuzlarındaki ağır yükü, kocaman çantaları tarihe gömecek; dev ansiklopediler, kalın ders kitapları ve büyük sözlükler, bu minik bilgisayarlara yüklenecek; çocukların omuzları çökmeyecek; beli kamburlaÅŸmayacak.
Daha da ilerisi belki bir gün yazıyı bizim yerimize bilgisayarlar yazacak. AÄŸzımızdan çıkan sözleri bilgisayar ekranında yazıya çevrilmiÅŸ olarak görmeye baÅŸladık bile. Yani bilgisayarlar sesi yazıya çevirecek.
Günümüzde artık kalem yerine klavyelerin öne çıktığını söylemiÅŸtik. Gerçekten parmaklarınızı alıştırmışsanız bilgisayarla daha kolay yazabiliyorsunuz. Bu dönemde artık yazar olmak da kolaylaşıyor ve yazarlar çoÄŸalıyor. Artık yazı yazmak, yazar olmak eskiye göre çok daha kolaylaÅŸtı.
Yazmak bu kadar kolay ve zevkli hale gelince belki de düÅŸünce hayatımıza hızla yeni yazarlar katılacak. Bugün bile internet ortamında adı sanı bilinmeyen binlerce yazar dolaşıyor.
“Blog” adı verilen yazı paylaşım ortamlarında on binlerce yazar var. Gazeteler ya da bazı internet siteleri, insanlara ücretsiz, kendilerine ait özel blog sayfaları açma izni veriyor. Burada yazarlık denemeleri yapabiliyorsunuz. Okuyucu bulursanız kendinizi tanıtmış ve düÅŸüncelerinizi baÅŸkalarıyla paylaÅŸmış olursunuz; ya da kendi yazılarınızı bir yerde biriktirmiÅŸ, saklamış oluyorsunuz.
Bu sitleri açmadan önce benim de küçük bir blog sayfam vardı. Beklenmedik ÅŸekilde, yazılardan biri yaklaşık 4500 kiÅŸi tarafından okununca bu bana daha çok yazma gücü verdi. Daha sonra ahmetler.net’te yayımlanan “Cumhuriyet Ne Demektir” baÅŸlıklı bir yazı da 120.000’den fazla okunarak Google’da okunma rekoru kırdı.
Bir yıl önce www.mkoc.net adıyla kiÅŸisel bir internet sitesi açtım. Bugüne kadar 130.000’e yakın ziyaretçi ve 150.000 sayfayı aÅŸan okunma var. Bütün bunlar yazma cesaretimi artırdı ve bana yazarak düÅŸüncelerimizi daha kolay tanıtabileceÄŸimizi öÄŸretti.
GörüldüÄŸü gibi yazma alışkanlığı önümüze yeni kapılar açabiliyor. Artık yazmamak için biraz cesaret yetiyor. Ä°stiyorum ki herkes yaÅŸadıkları ve düÅŸünceleriyle ilgili bir ÅŸeyler yazsın. Bir eÄŸitimci olarak çocukların, gençlerin erken yaÅŸlarda yazmaya baÅŸlamasını özellikle tavsiye ediyorum. Çünkü günümüzün eÄŸitimcileri çocukların okuyarak ve yazarak zihinsel olgunluÄŸa ulaÅŸtıklarını söylüyor.
Ayrıca yazma iÅŸi de sadece okuyarak ve yazarak geliÅŸiyor. Ä°lk yazdıklarınızı beÄŸenmiyor olabilirsiniz. Ama zamanla daha güzel ÅŸeyler yazdığınızı fark edeceksiniz. Hiç kimse hayata yazar olarak baÅŸlamıyor. Cesaretinizi toplayın ve bir ÅŸeyler yazın. Ä°sterseniz siteye de gönderin yayınlayalım.
Okul sıralarının üzerine adını yazan arkadaÅŸlar vardı. Åžimdi de daÄŸlarda taÅŸlara, aÄŸaçlara adlarını yazanlar görüyoruz. Bütün bunlar insanoÄŸlunun yarına bir iz bırakma düÅŸüncesiyle de ilgili olmalı. Sıralara ve aÄŸaçlara yazılmasın ama kağıda, ekrana bir ÅŸeyler yazarak da iz bırakabilir, yarına kalırsınız. Binlerce yıl önce maÄŸara duvarlarına, kil tabletlere yazanlar da bugüne kalmış.
Birçok insanın yazmak istediÄŸini ama cesaret edemediÄŸini düÅŸünüyorum. DüÅŸündüklerimizi yazıya dökmek ÅŸimdilerde daha kolay. Artık kalem kağıt kullanmadan da yazabiliyorsunuz.
Site için bana gelen yazıları siteye koymadan önce ister istemez gözden geçiriyorum. Ben zaten sözcüklerle, cümlelerle oynamayı çok seven biriyim, bu nedenle yazıların kontrolünü severek yapıyorum.
Köy sitesi sayesinde köyümüzden birkaç kiÅŸi ilk kez siteye yazılar yazarak yazarlık serüvenine baÅŸladı. Özellikle Mehmet Kocaakça, Mehmet Güngör, Ä°brahim Arslan beni de ÅŸaşırtacak ÅŸekilde harika yazılar yazamaya baÅŸladılar. Bu yıl aramıza yeni yazarlar da katıldı. Bu arkadaÅŸlarımızın yazılarını okuyarak destek olmanızı bekliyoruz.
Ä°stiyorum ki bu yazıyı okuyanlardan birkaçı "Ben de yazabilirim" diyerek kaleme sarılır. Bilinsin ki onlara her türlü destek verilecektir.
Yazma cesaretinizi artırmak için bu konuda bazı temel bilgiler vermek istiyorum. Gelecek yazıda, yazarken uymamız gereken bazı genel kuralları anlatacağım: Nasıl Yazalım?
Herkese yazma cesareti diliyorum.
Sevgiyle kalın…
***
Gelecek Yazı:
Söz Uçar, Yazı Kalır – 3
Nasıl Yazalım?