UMUDUMUZ EĞİTİMDE
Mustafa KOÇ / GüneÅŸ Dershanesi Kurucusu
Okullar açılıyor. 13 Eylülde Türkiye’de 15 milyona yakın öÄŸrenci ders başı yatı. Çocuklarda tatlı bir sevinç; ana babalarda merak ve hoÅŸ bir heyecan… Her sene eylül aylarında aynı sevinçler, heyecanlar yaÅŸanır. Bir gerçek var ki eÄŸitim artık gündemimize girdi.
Gerçekte ülkemizde eÄŸitim her zaman gündemde gibi görünse de aslında eÄŸitim konuları tam olarak masaya yatırılamadı.Çünkü eÄŸitim, cumhuriyetin kuruluÅŸ yılları dışında yeteri kadar tartışılmadı. Ya da toplumdaki en dinamik en bilinçli elemanları barındıran eÄŸitim kurumları; aslında en tutucu, en az deÄŸiÅŸen kurumlar halini aldı. Bir müfredat deÄŸiÅŸikliÄŸi ya da ders kitaplarının yeni koÅŸullara uygun olacak ÅŸekilde düzenlenmesi gibi konular bile uzun zaman aldı. Kısacası deÄŸiÅŸime ayak uydurma hızında beceri gösteremedik.
Oysa dünya durmadan deÄŸiÅŸirken, insanlar, çocuklar durmadan deÄŸiÅŸirken eÄŸitimin bu deÄŸiÅŸimden uzak kalması düÅŸünülemez. EÄŸitim, hem bilim ve teknolojideki geliÅŸmelerden yararlanmalı hem de deÄŸiÅŸime hızla ayak uydurmalıdır. Bugünkü kuÅŸakları, dünkü alışkanlıklarımızla, eski eÄŸitim anlayışlarımızla yetiÅŸtiremeyiz.
Dünyadaki ve toplumdaki hızlı deÄŸiÅŸimden öncelikle eÄŸitimin etkilenmesi zorunludur. Okullar da deÄŸiÅŸmek zorundadır; öÄŸretim programları da öÄŸretmenler de ana babalar da… Ancak o zaman eÄŸitim, toplumu daha ileriye götüren bir itici güç olma görevini yerine getirebilecektir. Çünkü her ÅŸey deÄŸiÅŸirken elbette çocuklar da deÄŸiÅŸiyor. DeÄŸiÅŸen çocuklara deÄŸiÅŸen öÄŸretim programları hazırlanmazsa, deÄŸiÅŸime ayak uyduracak donanımlı öÄŸretmenler yetiÅŸtirilmezse, ana babalar kendi büyüklerinden gördükleri eÄŸitim (ya da terbiye) alışkanlıklarını sürdürürlerse yeni koÅŸullara ayak uyduracak, çağı yakalayacak kuÅŸakları nasıl yaratabiliriz? DoÄŸru eÄŸitim vermezsek çaÄŸdaÅŸ dünyaya, yeni koÅŸullara kolay uyum saÄŸlayacak yurttaÅŸlar ortaya çıkmaz. Çünkü eÄŸitim bir toplumu kurtarma aracı olarak da kullanılabilir batırma aracı olarak da…
Bugün karşımızda bunca eÄŸitim sorunu dikilip duruyor. Çünkü eÄŸitim iÅŸlerine gereken yatırımlar zamanında yapılmadı, teknolojiden yeterince yararlanılamadı. DiÄŸer yandan eÄŸitim, hem tam olarak bütün insanlarımıza ulaÅŸacak ÅŸekilde yaygınlaÅŸmadı hem de eÄŸitim öÄŸretim programlarında hızlı deÄŸiÅŸim becerisini gösteremedik. Siyasi tercihler eÄŸitimin “milli” yapısını zedeledi.
Unutmayalım ki bir zamanlar eÄŸitim unutulmuÅŸtu; eÄŸitim kurumları, sadece belirli siyasi görüÅŸlere militan yetiÅŸtirme aracı olarak kullanılmak istenmiÅŸti. Okullarımız, öÄŸretmen yetiÅŸtirme düzenimiz ve toplumumuz bundan çok etkilendi, çok zarar gördü. Her iktidarın bilimi ve gerçekleri görmezden gelerek eÄŸitimle oynaması büyük ölçüde bir kalite kaybına yol açtı. Böylece önceki yılların sorunlarını da bugünkü kuÅŸakların sırtına yükledik. Üstelik, ana babalar, öÄŸrenciler, hatta büyük öÄŸretmen kitlesi bile eÄŸitim konularını uzun yıllar yeterince tartışamadı. Ya uygun tartışma özgürlüÄŸü ortamı yaratılmadı; ya da yaÅŸadığımız yılların sosyal ve ekonomik zorluklarından dolayı eÄŸitimi tartışmaya sıra gelmedi.
Oysa artık durum deÄŸiÅŸti. Ne mutlu ki ana babalar, eÄŸitimciler eÄŸitim konularını tartışmaya baÅŸladı. Aileler çocuklarının daha iyi bir eÄŸitim alabilmesi için kafa yoruyor ve ekonomik anlamda özveri gösteriyor. Milli EÄŸitim Bakanlığı, Avrupa BirliÄŸi koÅŸullarını yerine getirme düÅŸüncesiyle de olsa yeni programlar hazırlanacağını, her okula bilgisayar ve internet verileceÄŸini söylüyor. Yani tutuculuÄŸu sonu yok. KoÅŸullar en tutucu kesimleri bile deÄŸiÅŸime zorladı.
Okullar açılırken, okul kapılarındaki ana babaların koÅŸuÅŸturmalarına iyi bakın. ÇocuÄŸunu yazdıracağı okulu ve öÄŸretmeni bulmak için kuralları zorlayan ailelere bakın. ÖSS’ye katılan 2 milyon gence; LGS’ye baÅŸvuran 700 bin çocuÄŸa bakın. Okul öncesi eÄŸitimindeki patlamaya dikkat edin. Daha iyi bir gelecek ve daha iyi bir eÄŸitim için dershaneleri dolduran milyonlara bakın.
Ä°ÅŸte bütün bunlar, artık bu ülkede bir ÅŸeylerin deÄŸiÅŸtiÄŸini, eÄŸitimin öneminin geç de olsa kavrandığını gösteriyor. Evlerde eÄŸitim konuÅŸulmaya baÅŸlanmışsa bu ülkenin yarınlarından kuÅŸku duymamalıyız. Ana babalar çocuklarının geleceÄŸini daha iyi bir eÄŸitimde görmeye, eÄŸitim üzerine kafa yormaya baÅŸladılarsa korkmayın; ülkemizin geleceÄŸi aydınlıktır. Çünkü çocuklarına sahip çıkan toplumlar geleceklerine de sahip çıkıyorlar demektir. Çünkü yarınlara güven duymak istiyorsak umudumuz eÄŸitimdir.