DERSHANELER KAPANIYOR
Yazıyı, dergideki orjinal baskısıyla görmek için aÅŸağıdaki görsele tıklayın!
Mustafa KOÇ
“Fakir öÄŸrenci artık dershaneye de gitmeyecek. Peki özel okula gidebilecek mi?”
Türkiye’de yerleÅŸik bir dershane kültürü oluÅŸtu ve devlet kendi yasalarıyla bunu kurumsallaÅŸtırdı. Oysa ÅŸimdi dershanelerin kapatılması gündemde. Devlet elbette eÄŸitim iÅŸlerini düzenleme, kurumları denetleme ve deÄŸerlendirme haklarına sahip. Ancak bunu yaparken adaletli olmaya da ihtiyaç var. Åžimdi 4 bin dershane açısından bakarsak bu karar, ticaret özgürlüÄŸüne, aileler açısından da çocukların eÄŸitim desteÄŸi alma haklarına zarar veriyor. Dört yıldır süren bu tartışmalar sırasında ülkede bine yakın dershane kapandı. Bu yüzden devlet; iÅŸini, ekmeÄŸini kaybeden insanların düÅŸtüÄŸü sıkıntılar karşısında da duyarsız olmamalı.
Åžimdi kendi özelimden küçük bir örnek vermek istiyorum. 35 yıllık dershaneciyim. GüneÅŸ Dershanesi, ana babaların güveniyle bugüne kalarak Antalya’da marka oldu. Bu tespit bütün dershaneler için de geçerlidir. EÄŸer eÄŸitime deÄŸil de örneÄŸin arsaya yatırım yapsaydık demek ki zengin de olabilirdik. Ama 4 yıldır yaÅŸanan tartışmalar, iÅŸletmelerin gelirlerine ve marka deÄŸerlerine zarar verirken devletimiz bu zararların telafisini hiç gündeme almadı. O zaman bir eÄŸitim gönüllüsü olarak eÄŸitime yatırım yapmakla cezalandırılmış olduÄŸumuzu düÅŸünmekte haksız mıyım?
“Dershaneler, okulların söküÄŸünü dikiyordu”
Åžimdi dershanelere, “Okula dönüÅŸün” deniyor. Birikimi olanlar zaten bir okul açabiliyor; ya da birkaçımız belki koÅŸulları zorlayarak koleje dönüÅŸebiliriz. Ancak büyük sermaye birikimi olmayan, çoÄŸunluÄŸunu bir grup öÄŸretmenin kurduÄŸu binlerce dershane hangi kaynaklarla okul açabilir? Haydi açtılar diyelim, bu kadar özel okul öÄŸrenciyi nasıl bulunacak? DönüÅŸüm için baÅŸvuran dershane sayısının çok düÅŸük olduÄŸuna bakılırsa bu plan tutmadı ve anlaşılıyor ki çoÄŸunluk okula dönüÅŸmek istemiyor. EÄŸer adil bir destek ve teÅŸvik paketi hazırlanmazsa bu yolla dershaneler tasfiye edilirken özel okulculuk yerli ve yabancı büyük sermaye sahiplerinin eline geçecektir. Bu da anayasaya göre parasız olan temel eÄŸitimin özelleÅŸmesi anlamına gelecek, böylece dar gelirli aileler özelleÅŸen eÄŸitimden yararlanamayacaktır. Dershaneleri kapatma yerine okulları iyileÅŸtirme yoluna gidilseydi toplumsal açıdan daha yararlı sonuçları olacaktı. Çünkü dershaneler de zaten öÄŸrencinin eksiklerini tamamlayarak “okulların söküÄŸünü dikmekteydi.”
“Dershaneler sömürüyor demek haksızlıktır”
Biz dershaneciler, zor ÅŸartlarda topluma bir ÅŸeyler vermeye çalışan kahramanlarız aslında. Dershaneye yazılan bir öÄŸrenci ortalama ilkokulda 1-2 bin, ortaokulda 2-3 bin, lisede yani üniversiteye hazırlıkta ise bir yıl boyunca sadece 3-4 bin lira ödüyor. YurttaÅŸların gerçekten sömürüldüÄŸü birçok hizmet alanı olabilir. Ancak bir yıl boyunca verilecek eÄŸitim hizmetine karşılık buna sömürü denebilir mi?
Az sayıdaki özel grup dershanelerini saymazsak üniversiteye hazırlanan bir öÄŸrencinin ders saati ücreti 5 lirayı bile bulmaz. Dershaneler kapanırsa özel ders saati ücretleri bugünkü 50 ya da 100 liraların çok üstüne çıkacaktır. Oysa bir saatlik özel ders ücreti olan 100 lirayla dershanelerde iki hafta ders veriliyor. Açıkçası eÄŸitimdeki baÅŸarıyı yükselten bir faktör olduÄŸu için devletin dershanelere teÅŸekkür etmesi gerekirken bunların yurttaÅŸları sömürdüÄŸünü söylemek haksızlıktır.
Åžimdi anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceÄŸi karar bekleniyor. Kapatma yasası mahkemece onaylanırsa önümüzdeki 2015 Eylül ayından sonra artık dershaneler yok. DiÄŸer yandan bu kurumlarda çalışan 100 bine yakın öÄŸretmen ve personel de bu karardan nasibini alacak.
Ana babalar ÅŸu gerçeÄŸi de unutmasın; dershanelerin kapatılmasından en çok dar gelirli aileler zarar görecek. Çok sınavlı bir sistemde yurttaÅŸların çocuklarına eÄŸitim desteÄŸi alma hakkı elinden alınırsa bu hizmet merdiven altına inecektir. Hiçbir denetimi olmayan kaçak dershaneleri adeta teÅŸvik ederek yasal dershaneleri kapatmanın büyük bir hesap hatası olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
Artık müfredat ve öÄŸretmen kontrolü yapılmayan gizli kurs merkezlerinde aileleri ve çocukları büyük tehlikelerin beklediÄŸini söyleyebiliriz. YaÅŸayıp göreceÄŸiz; bu denetim dışı kurumlarda suç örgütleri ve zararlı madde simsarları bile rahat çalışma ortamı bulacaktır. Dershaneler hiç deÄŸilse çocukların ve gençlerin boÅŸ zamanlarını eÄŸitim ortamlarında geçirmelerini saÄŸlayarak aslında toplumsal barışa ve huzura destek oluyordu. Özetle eÄŸitim iÅŸleri başıboÅŸ bırakılmamalı; eÄŸitim her durumda denetim altında yapılmalıdır.
Belki bunları yeniden söylemek zamansız ama çok deÄŸil iki sene sonra insanlar “dershanelerimizi geri istiyoruz” diye söylenmeye baÅŸlarsa ÅŸaşırmayalım.